EGE ORMAN VAKFI

Ormanlar Yaşasın Diye

Ege Orman Vakfı, orman alanlarının verimli şekilde kullanılarak sürdürülebilirliğinin sağlanması, orman yangınları, arazi bozulumu, çölleşme, sel havzası iyileştirme, iklim değişikliği, biyoçeşitliliğin korunması, kırsal kalkınma, sıfır karbon ekonomisi, düşük karbon salımı teknolojilerinin adaptasyonu, yenilenebilir enerji ve enerji verimliliğinin yaygınlaştırılması için uygulamalar ve eğitimlerle kamu duyarlılığının arttırılması, değerler ve davranışlarda olumlu değişiklikler oluşturarak yaşadıkları doğanın sürdürülebilirliğine katkı sağlamak için çalışmaktadır.

Sizce ormanlar olmasaydı, yaşam sürebilirmiydi?

İnsan, var olduğu ilk günden bu yana kendisine yaşam veren her şeyi doğadan aldı. Doğadan kopuk yaşadığımız şehirlerde bile hayat tümüyle doğadan besleniyor. Soluduğumuz temiz havayı, yediğimiz her lokmayı ve içtiğimiz her yudum suyu doğa sessizce bizim için üretiyor.

Ne yazık ki!!! İçinde bulunduğumuz çağda insan doğanın yaşam için önemini unuttu ve onu tarihte hiç görülmemiş bir hızla yok ediyor.

Bu nedenle binlerce canlı türü, ormanlar, nehirler, bozkırlar, su kaynakları, sonuç olarak   geleceğimiz tehlike altında. Var olan doğal kaynaklarımızı korumak için harekete geçmek artık her bir insan için nefes alıp vermek kadar önemli.

Doğa iyiyse biz de iyiyiz. Doğa biziz...

Doğaya uygun yaşayan, sosyal sorumluluğu gelişmiş, doğadan aldığını doğaya veren bireylerin gelişimine katkı da bulunmak amacıyla kurulduğu 1995 yılından bu yana Ege Orman Vakfı eğitim çalışmalarını sürdürmektedir.

Gönüllü eğitmenlerimizle birlikte okullara ve toplumun her kesimine verilen interaktif eğitimler ve doğada verilen eğitimlerle her yıl ortalama 25 bin kişiye ulaşılmaktadır. Bu eğitimler Ege Orman Vakfı- İzmir Milli Eğitim Müdürlüğü ile yapılan iş birliği kapsamında gerçekleştirilmektedir.

Okullar arasında “Gelecek Kuşaklar Orman yok Demesin” konulu düzenlenen yarışmalarla farkındalığın artırılmasına, farklı bakış açısı ve davranış değişikliği oluşmasına katkıda bulunulmakta. İnanıyoruz ki çocuklar doğayı tanımadan sevemez, doğanın önemini bilmeden koruyamaz.

ORMANI, TOPRAĞI, ÇİÇEĞİ, BÖCEĞİ, KORUYAN ÇOCUKLAR ÇOĞALSIN, YEŞİLDEN MAVİYE DOĞANIN HER RENGİNE AŞIK OLSUNLAR DİYE DİLEK TUTALIM...  

Çocuğa en iyi arkadaştır doğa; kulaklarında kuş sesleri ile ormanda şenlensin günleri, toprağa dokunsunlar, yaşasınlar doğayı, yaşam kaynağının farkına varsınlar…

 “Gelecek Kuşaklar Orman Yok Demesin “sloganı ile 1995 yılından beri çalışmalarına devam eden Ege Orman Vakfı; Ulu Önder Atatürk’ün “ VATAN TOPRAĞI KUTSALDIR KADERİNE TERK EDİLEMEZ” veciz sözünü ilke edinerek, İzmir İli ve Ege Bölgesi başta olmak üzere tüm Türkiye’de faaliyetlerini sürdürmektedir.  

 “Doğada Eğitim” alacak çocuklar, doğal süreçlerin öğrenilmesi, ekosistem ve ekolojiyle tanışmanın yanı sıra doğa-insan ve koruma- kullanma etkileşiminin güçlendirilmesi ve doğal kaynakların koruma- kullanma dengesi sureti ile doğa bilincinin oluşturulması konularında temel faaliyetler gerçekleştirilmekte. Ayrıca, Eğitimlerde katılımcılar sosyal ilişki ve iş birliği gibi kazanımlar elde etmekte, doğada vakit geçirerek doğal dengenin anlaşılması sağlanmakta.

Okulların talebi doğrultusunda, “Ormanlar, Ormanların Yararları, Ormansızlaşmanın Nedenleri ve Sonuçları, Suyun Önemi, Küresel Isınma, Geri dönüşüm, Yenilenebilir Enerji” konularında eğitimler verilmektedir. Eğitimler dersliklerde “Kuramsal Eğitim”, ormanlık alanlarda ve fidanlıklarda uygulamalı “Doğada Uygulamalı Eğitim “, “Sıfır Karbon Noktası Eğitim Merkezi Eğitimi “ olarak yapılmakta.

Doğa eğitimi Orman Mühendisi ve Ege Orman Vakfı eğitmenlerinden oluşmaktadır.

Doğada eğitimlerimiz, hava şartlarından dolayı iç mekânları tercih eden yetişkinlerin, eğitimcilerin, ebeveynlerin “kötü hava” algısını değiştirmek ve çocukların yeniden doğayla bağ kurabilmeleri için yola çıkıldı. Doğada eğitimin yaygınlaşmasını sağlamayı hedeflemekte.

Doğa, geçmişte çocukların oyun arkadaşlarından biriydi. Çocukların boş zamanlarının tamamı mahalle aralarında oyun oynayarak ve doğayı keşfederek geçerdi. Ancak bugün durum böyle mi?

Çocuklar; iklim değişikliği, buzulların erimesi gibi küresel tehditler hakkında bilgi ediniyor ancak yanı başlarındaki doğadan habersiz yaşıyorlar. Musluklardan akan suyun, tavuk- yumurta ilişkisini, yedikleri sebzelerin nereden geldiğini; sınırsızca kullanılan poşetlerin, hediye kutularının ambalajlarının, çöplerinin nereye gittiğini; yaşadıkları yere gelen göçmen kuşları, bölgelerine özgü ağaç türü ve diğer bitki türlerini bilmiyorlar.

Sizce; kendisini doğanın sahibi değil de bir parçası olarak gören nesiller yetiştirebilmek için çocuklarımızın doğayı yeniden yaşamımızın bir parçası yapması bu kadar güç mü gerçekten?

Tabii ki değil!

Doğadan uzak olan nesillerin psikolojik gelişimleri de olumsuz etkileniyor; keşif yetenekleri, yaratıcılık ve düşünme yetileri kısıtlanıyor.

Bu konuda hem ebeveynlerin hem de eğitimcilerin yapabileceği çok şey var. Doğaya çıkmaktan ve canlılara dokunmaktan çekinen çocuklar evdeki vakitlerini teknolojik aletlerle oynayarak geçiriyor.

Doğada eğitimlerimiz, İnsanların yaşadıkları dünyaya karşı sorumlulukları olduğunun farkına varmalarını ve toplumsal sorumluluk bilinciyle hareket etmelerini sağlamayı hedeflemekte. Yeni öğrenme metotları ile doğanın kucağında verilen çevre eğitimi; oynayarak öğrenen, mutlu ve başarılı birey oluşturma yolunda bilgi ve deneyimlerini artırmış kişiler olmasını sağlayacaktır. Eğitim alan öğrencilerin ailelerinin de bu sürece katılımı sağlanarak çarpan etkisi çoğaltılmakta. Bunun yanı sıra eğitimlere katılacak grupların farklı özelliklere sahip olması ve eğitimlerden geniş kitlelerin faydalanması fırsat eşitliği yaratma konusunda önemli katkılar sağlamakta.